Novo Nordisk Türkiye 97 yıllık diyabet mirasıyla, toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ne damgasını vurdu. Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Dr. Burak Cem, yaptığı açıklamada diyabetin tedavi için doğru karar ve aktif bir hayat ile iyi yönetilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Diyabetin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir hızla arttığına dikkat çeken Dr. Burak Cem, diyabetin 21’inci yüzyılın en büyük sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekti.
Novo Nordisk Türkiye 14 Kasım Dünya Diyabet Günü önemli bir sağlık sorunu olan diyabete dikkat çekmek ve farkındalığı artırmaya yönelik projelerini farklı mecralarda hayata geçiriyor. Novo Nordisk Türkiye, ofisinin bulunduğu Akmerkez’in mavi ışıklandırılması, diyabetcom instagram sayfasının lansmanı ve televizyonda “Diyabetle Yaşam” belgeselinin yayınlanmasını kapsayan bir çok projeyi aynı anda başlatıyor.
Diyabetin doğru karar ve aktif bir hayatla iyi yönetilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Dr. Burak Cem, şu açıklamada bulundu:
“Novo Nordisk kuruluşundan bu yana diyabet tedavisinin öncüsü oldu.Bundan yüz yıl önce, bir insana Tip1 diyabet teşhisi konması adeta bir ölüm hükmü niteliği taşıyordu. Tıp tarihindeki en büyük başarılardan biri olarak kabul edilen insülinin keşfi, diyabet tedavisinde devrim yarattı ve nesiller boyu hayat kurtardı. Bu keşif, 1923 yılında Nobel Ödülü getirdi.
Novo Nordisk olarak, 2021’de 100. yılını kutlayacak olan insülin mirasına sahip olmaktan gurur duyuyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de diyabet tedavisinin geleceğini şekillendiriyoruz. Molekül keşfetmek, üretmek artık tek başına yeterli olmuyor. Biz de bu alandaki 97 yıllık yenilikçi tecrübemizle, geleceğe yön veren tedavilere odaklanıyoruz. Akıllı insülin kalemleri başta olmak üzere, yeni dijital çözümler geliştiriyoruz.”
Dr. Burak Cem, açıklamasında büyük şehirlerde yaşamanın beraberinde getirdiği etkilerle diyabet hastalığının görülme riskinin arttığına ve Türkiye’nin Avrupa’daki üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına ulaştığına dikkat çekti. Diyabetin doğru kararlar ile iyi yönetilmesi gereken bir “durum” olduğuna ve toplumsal farkındalığın önemine değinen Dr. Burak Cem, şu açıklamada bulundu:
“Hastalık için tedaviye erişim ne kadar önemliyse, farkındalık için de doğru bilgiye erişmek o kadar önemli. Bu amaçla oluşturduğumuz websitemiz, diyabet.com, uzun zamandır diyabetli bireylerin ve ailelerinin bilgi ihtiyacını karşılıyor. Buna ek olarak, diyabetcom instagram sayfamızı da açarak diyabetli bireyler ve yakınları için bilgiye erişimi kolaylaştırmak adına var gücümüzle çalışıyoruz.
Özellikle erken teşhis alan kişilerde aileler aşırı korumacı bir tavır sergileyebiliyor veya bireyler, korkuları nedeniyle hayatı dolu dolu yaşamaktan kaçınabiliyor. Oysa düzenli bir yaşantı, tedavi için doğru karar ve iyi bir hekim takibi ile diyabetli bireyler de hiçbir sağlık sorunu olmayan insanlar gibi aktif birer hayat sürebilirler. Bu sebeple, Dünya Diyabet Günü kapsamında, tam da bu mesajı verdiğimiz “Var Böyle Diyabetliler” kampanyasını instagram sayfamız üzerinden hayata geçiriyoruz.
COVID-19 sürecinde kronik rahatsızlığı olan hastaların, özellikle de diyabetli bireylerin, düzenli kontrol için hastanelere gitmediklerini görüyoruz. Diyabetli bireylerin COVID-19’a yakalanma riskleri diyabetli olmayan bireylere göre daha yüksek değildir. Ancak diyabetli bireylerin COVID-19’a yakalandıktan sonra hastalığı daha ağır geçirebildiği tespit edilmiştir. Ortaya çıkan veriler, diyabetlilerin COVID-19’a yakalanmaları durumunda, yoğun bakım ihtiyaçlarının diyabetli olmayan kişilere göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sebeple diyabetli bireylerin düzenli olarak kan şeker kontrollerini yapmalarını ve mutlaka hekimleri ile iletişimde olmalarını öneriyoruz.”
Diyabet alanında faaliyet gösteren tüm hasta ve hekim dernekleriyle iş birlikleri kurarak, diyabetli bireylerin mümkün olduğunca sosyal yaşantıya dahil olmaları için çalıştıklarını belirten Dr. Burak Cem, “Kurum olarak koşulsuz destek sağladığımız Arkadaşım Diyabet Projesi, Diyabet Kampları ve Tip1 diyabetli koşuculardan oluşan TEAM1, bu çalışmalarımızın güzel birer örneği. Hatta bugün, Dünya Diyabet Günü vesilesiyle, Türk Diyabet Cemiyeti iş birliğinde hazırlanan ve Tip-1 diyabetli sporculardan kurulu TEAM1 koşu takımını konu alan “Diyabetle Yaşam” belgeselimizin televizyonda yayınlanarak geniş kitlelere ulaşacak olmasının heyecanını taşıyoruz” dedi.
Novo Nordisk’in en büyük hissedarının, dünyanın en büyük vakfı olan Novo Nordisk Vakfı olduğunu ve bundan gurur duyduklarını söyleyen Dr. Burak Cem, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Novo Nordisk, bundan 97 yıl önce kurulmuş, alanında lider global bir sağlık şirketi. İskandinavya’nın en büyük ve pazar değeri olarak da dünyanın 6’ncı büyük ilaç firmasıyız.
Bir vakıf şirketi olması firmamızın faaliyetlerine istikrarlı bir zemin oluşturmakla beraber, fark yaratabileceğimiz her alanda araştırma-geliştirme yaparak yüksek teknolojideki ürünleri keşfetmemize olanak sağlıyor. Tip-1 diyabeti kök hücre tedavisi ile tamamen yok etmek, Tip 2 diyabeti de akıllı tabletler ile tedavi etmek ve obezitenin dünyadaki hızlı yükselişini düşürmek misyonu ile çalışıyoruz. Bu nedenle Novo Nordisk Şirketi’nin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.”