Perşembe, Kasım 7, 2024
Ana SayfaSAĞLIK DOSYASIKOAH Hastalarının Zatürreye Bağlı Ölüm Riski Daha Fazla

KOAH Hastalarının Zatürreye Bağlı Ölüm Riski Daha Fazla

Tarih:

İlginizi Çekebilir

Mpox Dünya Genelinde Yeniden Tırmanışta: Uzmanlar Küresel Salgına Karşı Uyarıyor!

Dünya genelinde yeniden artış gösteren Mpox (eski adıyla Maymun...

Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun!

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını coşku ve gurur içinde...

Depremzede Çocuklar İçin ‘Aşı’ Uyarısı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi...

Abdi İbrahim’e 5 Kategoride Ar-Ge ödülü

Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lider ismi Abdi...
- Advertisement -

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 24 -30 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Dünya Aşı Haftası’nda toplumun aşılama ve aşıyla korunulabilen hastalıklar konusunda bilgilendirilmesi amaçlanıyor.  Türk Toraks Derneği Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ nda görevli Prof. Dr. Abdullah Sayıner de bu konu kapsamında özellikle KOAH hastaları için zatürre riskinin çok fazla olduğundan ve bağışıklanmanın öneminden bahsetti.

Aşı haftası kapsamında zatürre hastalığına karşı önlem almanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Sayıner, KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) gibi kronik hastalığı olanların  zatürreye  sebep olan pnömokok bakterisinden korunmaları gerektiğini söyledi. Kalıcı bir akciğer hasarıyla seyreden bir hastalık olan KOAH hastalarında zatürre, yüzde 50-200 oranında daha yüksek olasılıkla ölüme neden oluyor.

Hastalıklardan en etkili korunma yolu aşılanma
Birçok enfeksiyon hastalığında olduğu gibi zatürreden en önemli korunma yönteminin aşılanma olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Sayıner, bağışıklama konusunda önemli bilgiler paylaştı: “Bağışıklama, bağışıklık sisteminin çeşitli mikropları daha kolay tanımasının sağlanması ve önceden o mikroplara karşı savunma sisteminin hazır hale getirilmesidir. Bağışıklık sistemimiz, mikropla bir kez tanıştıktan sonra nasıl bir yapısı olduğunu anlar ve belleğinde gerekli hazırlıkları yapar, dolayısıyla ikinci ya da üçüncü kez karşılaşılacak olursa mikrobun vücutta ilerlemesine, çoğalmasına izin vermeyen bir savunma yanıtı oluşturulmuş olur. Bu aşının içindeki o mikroba özgü, küçücük, sıklıkla protein içeren parça mikrobun tamamı olmadığı için kendi başına hastalık yapamaz. Yalnızca vücudun o mikrobu daha sonra tanımasını sağlar.”

Zatürrenin oluşması için iki koşul gerekli
Akciğerlerin enfeksiyonu ya da iltihabı olarak bilinen zatürrenin oluşması için iki koşul olması gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Abdullah Sayıner, bu iki koşulu şöyle açıkladı: “Zatürre oluşturan koşullardan biri yüksek miktarda mikroba maruz kalmaktır. Mikropların normal şartlarda akciğerlere inmesi, solunum yollarındaki öksürük gibi savunma mekanizmalarıyla çok zordur. Buna karşılık, birinin yüzümüze öksürmesinde olduğu gibi yüksek miktarda mikroba maruz kalındığında ya da savunma mekanizmalarımızda bozulma olduğunda, mikrop, akciğerlere ulaşabilir. Örneğin sigara içenlerde, solunum yollarının yüzeyindeki hasar nedeniyle, mikroplar daha kolay tutunabilir ve akciğerden temizlenmeleri daha güç olur. Ya da daha genel anlamda bağışıklığın baskılandığı kanser tedavisi, kortizon kullanımı gibi durumlarda vücut, mikroplara karşı yeterli savunmayı oluşturamaz. Bu durumlarda mikropların akciğere yerleşip orada çoğalması ve iltihap oluşturması mümkün olabilir.”

Zatürreden korunmak mümkün
Zatürrenin iki şekilde önlenebilen bir hastalık olduğundan bahseden Prof. Dr. Abdullah Sayıner, bu korunma yollarını şöyle açıkladı: “Zatürreyi oluşmadan önlemenin ilk yolu, sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenlere uymamız; olabildiğince tozdan, dumandan, mikroplu ortamlardan kendimizi korumamız ve iyi beslenmemizden geçer. İkinci yolu ise aşılanmaktır. Zatürreye yol açan mikroplardan ikisine karşı aşı bulunuyor. Birincisi grip aşısı, ikincisi de zatürreye en sık yol açan bakteri olan pnömokok aşısı. Dolayısıyla iki aşı da zatürreyi önlemede önemlidir. Grip virüsü her yıl şekil değiştirdiği için grip aşısını her yıl grip mevsiminden önce (Eylül-Kasım döneminde) yaptırmak gerekir. Pnömokok bakterisi içinse pnömokok aşısı ömür boyu koruma sağlamaktadır. Bu sebeple yalnız bir kez yaptırmak yeterlidir.”

KOAH hastalarının zatürreye bağlı ölüm riski daha fazla
Yalnızca sigara kullanımı durumunda bile zatürre gelişme riskinin yüzde 50-60 oranında arttığını belirten Prof. Dr. Abdullah Sayıner, KOAH hastalarının zatürre için çok daha büyük bir risk altında olduğundan bahsetti: “Kişide sigara dumanına uzun süre yüksek oranda maruz kalma sonucu oluşan akciğerin kalıcı olarak hasarlanması durumu olan KOAH hastalığı varsa, zatürre gelişme riski sağlıklı insana göre iki ila yedi kat daha yüksek oluyor. Zatürre gelişme durumunda ise KOAH hastaları, diğer insanlara göre yüzde 50 ile 200 oranında daha yüksek olasılıkla ölüm riski altındadır. Hem zatürre gelişme riski hem de gelişmesi durumunda ölüm riski daha fazla olduğu için KOAH hastalarının aşılanması çok büyük önem taşımaktadır. Sık sık bronşit benzeri durumlarla karşı karşıya kalan KOAH hastalarında bu dönemlerde nefes darlıkları, öksürük ve balgam çok artabilmektedir. Dolayısıyla bu iki aşının yapılması, KOAH hastalarının hem yaşam kalitelerini hem de yaşam tehditlerini önemli düzeyde etkileyen bu alevlenmelerin azalmasını sağlayacaktır.”

KOAH hastaları zatürre aşısına ücretsiz ulaşabilir
Sağlık Bakanlığı’nın girişimleriyle pnömokok aşısının toplu alımları yapılması sonucu aşıya ulaşmanın daha kolay olduğunu belirten Prof. Dr. Abdullah Sayıner, kişilerin aşıya ulaşma yollarından bahsetti: “Aile hekimleri, kendilerine başvuran ya da izledikleri zatürre için risk grubunda olan bireylere bu aşıyı ücretsiz olarak yapabiliyor. Bu risk grupları içerisinde 65 yaş ve üstü sağlıklı bireyler, kronik hastalığı olan diyabet ve böbrek hastaları ve KOAH hastaları gibi gruplar var. Bunun yanı sıra hastalar birçok üniversite ya da devlet hastanesindeki aşı polikliniklerinde de bu aşıları yaptırabilir.”
Aşıların daha sağlıklı ve uzun hayatlar sürmek için çok önemli olduğundan bahseden Prof. Dr. Abdullah Sayıner, aşıların zararlı olduğu algısının tamamen yanlış olduğunu vurguladı: “Her ne kadar çeşitli kaynaklarda aşıların zararları olabileceğine ilişkin savlar öne sürülüyorsa da bu tamamen yanlış bir algıdır. Şimdiye kadar aşıların genel olarak insanlara zararlı bir etkisi olduğuna ya da olacağına ilişkin elimizde kanıtlanmış bulgular yoktur. Aksine, aşılar sayesinde pek çok enfeksiyon hastalığı ortadan kaldırılmış ya da dünya için ciddi bir tehdit olmaktan çıkmıştır.”

- Advertisement -

En Son İçerikler