2016 yılında gerçekleşen Sağlık Trendleri Araştırması’na göre sağlık durumunun hayat kalitesini olumlu etkilediğini düşünenlerin oranı yüzde 72 iken; 2019’daki araştırmada bu oranın yüzde 84’e yükselmesi, araştırmanın en çok dikkat çeken verilerinden biri oldu.
Philips Türkiye, IPSOS iş birliği ile ikincisini gerçekleştirdiği “Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Araştırma, Türkiye’nin günümüzdeki sağlık alışkanlıklarının yanı sıra; 2016’daki araştırmayla kıyaslandığında geçtiğimiz üç yıldaki sağlık trendleri değişimlerini de gösteriyor.
IPSOS, Philips Türkiye için 12 ilde kamuoyunun yanı sıra, doktor, kamu personeli ve basın mensuplarının yer aldığı 1309 kişinin katılımı ile gerçekleştirdiği araştırma kapsamında, Türkiye’nin sağlık trendlerini belirleyen çarpıcı sonuçlara ulaştı. Araştırmanın sonuçları, Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak ve Philips Kişisel Sağlık Ortadoğu ve Türkiye Genel Müdürü Milena Elmasoğlu’nun ev sahipliğinde, Dr. Fatoş Karahasan moderatörlüğünde düzenlenen basın toplantısında yorumlandı. Toplantıda uzman görüşleri ile Prof. Dr. Murat Aksoy ve IPSOS Sosyal Araştırmalar Bölümü Proje Direktörü Sema Pak Karaca da yer aldı.
Araştırma ile ilgili değerlendirmede bulunan Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak; “Philips olarak 2030 yılına kadar dünyada her yıl 3 milyar kişinin hayatını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Bu strateji doğrultusunda küresel çapta sağlık alanında birçok araştırma yapıyoruz. Türkiye’de de, IPSOS ile birlikte sağlık trendlerini sorgulayan, halkımızın sağlığa bakışını ortaya koyan ve nabzını tutan bu çalışmanın ikincisini bu sene gerçekleştirdik. Türkiye’de 3,3 milyon insan solunum sıkıntısı yaşıyor, her yıl 300 bin kişi kalp krizi geçirirken, 125 bin kişi kalp damar hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakamlara baktığımızda Türkiye’de sağlık alanındaki riskleri kolayca görebiliyoruz. Sağlık trendlerine yönelik yaptığımız araştırma ile biz de bu farkındalığı artırmayı hedefledik” dedi.
Karabatak sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Sağlık alanında daha az maliyetli bakıma ve dijitalleşmeye yönelik bir trend var. Çoğalan kronik hastalıklar, yaş ortalaması artan ve sürekli büyüyen bir nüfustan bahsediyoruz. Bu sebeple insanların ihtiyaçlarına bir an önce çare bulmak ve bunu yaparken de artan maliyetleri düşürmek gerekiyor. Yaptığımız araştırmada da gördük ki Türk sağlık sistemi dijital sağlık teknolojilerine çok hazır. Konu ile ilgili olarak fikir önderleri, dijital sağlık teknolojilerinin sağlıklı yaşamdan, önlem alma, teşhis, tedavi ve evde bakıma kadar tüm sağlık döngüsünde çok önemli katkı sağlayacağını düşünüyor. Diğer taraftan kamuoyu da dijital sağlık teknolojilerini kullanmaya hazır ve istekli.”
Philips Kişisel Sağlık Ortadoğu ve Türkiye Genel Müdürü Milena Elmasoğlu ise “Philips Türkiye olarak, anne karnından başlayarak, yaşamları boyunca bireylerin daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürdürebilmeleri için çalışıyoruz. Günümüzde sağlık konusunda kişiselleştirilmiş yaklaşımın arttığını görüyoruz. Tüketiciler sağlıklı yaşam konusuna her geçen gün daha fazla ilgi duyuyor. Sağlık Trendleri araştırmamız da bunu gösteriyor. Philips olarak sunduğumuz çözümler ile tüketicilerimizin ihtiyaçlarını anlıyor, onların ihtiyaçları doğrultusunda akıllı ve son teknoloji ürünler geliştiriyoruz” ifadelerine yer verdi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Murat Aksoy ise konuyla ilgili olarak; ‘’Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre günümüzde her dokuz kişiden biri obez, her 11 kişiden biri diyabet hastası. Ülkemizde ise her yedi kişiden biri diyabet hastası. Dikkat çekmemiz gereken bir diğer konu ise; ölüm sebepleri arasında kalp-damar hastalıklarının ilk sırada yer alması. Bu oranlara baktığımızda son birkaç yıldır kronik hastalıkların hızla artmaya başladığını söyleyebiliriz. Philips’in yapmış olduğu araştırmada da gördük ki; toplum her nekadar sağlıklı olduğunu düşünse de gerçekte bu kronik hastalıklarla yaşamaya çalışıyor ve bu hastalıkların normal olduğunu düşünüyor. Aslında bu hastalıkların pek çoğu önlenebilir ve hastalık ortaya çıktığında doğru teşhis ve tedavi ile çözümü mümkündür. Sağlık alanında kullanılmaya başlanan ‘dijital sağlık teknolojileri’ sayesinde ise bu teşhis ve tedavi süreci daha hızlı olmaktadır. Dolayısıyla teknolojinin sağlık alanında giderek daha fazla kullanılmaya başlanması hem biz doktorlar açısından hem de hasta için oldukça önemli’’ dedi.
Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’ndan ilgi çekici sonuçlar…
Araştırmaya göre kamuoyunun yüzde 89’u sağlık durumundan memnun olduğunu söylerken, yüzde 84’ü mevcut sağlık durumunun hayat kalitesini olumlu etkilediğini düşünüyor. Kamuoyunun yüzde 65’i ise sağlıklı kalabilmek için yediğine, içtiğine ve kullandığı ürünlere dikkat ederken, yüzde65’i uyku düzenine dikkat ettiğini belirtti. Ancak araştırmaya katılan fikir önderleri, kamuoyunun yansıttığının aksine aslında sağlıklı bir toplum olmadığımız görüşünü savunuyor.
Kamuoyunun yüzde 83’ü mevcut kilosundan memnun olduğunu belirtirken; fikir önderleri obezitenin hızla arttığı ve halk olarak spor yapmayıp, aynı zamanda çok hareketsiz yaşadığımızı belirtiyor.
Yemek yeme alışkanlıklarını, sağlıklı yaşam kavramı ile özdeşleştiren katılımcıların yüzde 70’i ev yemeği yemeyi tercih ettiğini söylerken, yüzde 57’siher gün taze, meyve/sebze suyu tüketmeye özen gösterdiğini belirtti.
Ayrıca katılımcıların yüzde 59’u bakımsız olduklarında kendini sağlıksız hissediyor.
Katılımcılara göre yüzde 68 ile stres, sağlığı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerin başında gelirken; hava kirliliği, sigara-tütün kullanımı, düzensiz beslenme, hareketsizlik ve uykusuzluk diğer olumsuz faktörler arasında yer alıyor. Katılımcıların yüzde 33’ü elektrikli süpürgeyi sağlıkla özdeşleştirirken, yüzde 71’iev temizliği ve evdeki temiz havanın, sağlığı olumlu yönde etkilediğini düşünüyor.
Anne-bebek sağlığına da değinilen araştırmada annelerin yüzde 75’i beslenmenin, yüzde 66’sı ise anne sütünün bebek sağlığında önemli olduğunu düşünüyor. Araştırmada prematüre bebeklerin bakımı ile ilgili olarak da yüzde 46’lık bir bilinç olduğu görülürken, kamuoyunun yüzde 39’u prematüre doğumu önlemek için doktor kontrollerini düzenli yaptırmanın ve stresten uzak durmanın en önemli iki faktör olduğuna inanıyor.
Araştırmanın diğer bir dikkat çekici sonucu ise, halkın diş kontrolüne diğer sağlık kontrollerinden daha az önem verdiğini belirtmesi oldu. Katılımcıların yüzde 42’sinin bir yıl içerisinde hiç diş doktoruna gitmediği görülürken, dişlerini günde iki kez fırçalayanların oranının yüzde 46, günde bir kez fırçalayanların oranının ise yüzde 33 olduğu gözlemlendi.
Sağlığın etkin yönetimi için teknoloji çok önemli…
Teknolojinin sağlıktaki rolü hakkında önemli bilgiler veren araştırma sonuçlarına göre toplumun yüzde 85’i sağlığı yönetmede teknolojinin yardımcı olabileceğini düşünüyor. Kamuoyunun yüzde 76’sı teknoloji ilerledikçe birçok hastalığın tedavisinin kolaylaşacağına inanırken, kamuoyunun yüzde 73’ü ev bakımı ve kişisel bakım için olan elektronik ürünlerin de hayat standardını yükselttiğini belirtiyor.
Dijital Sağlık Teknolojileri sayesinde teşhis ve tedavi kolaylaşacak…
Fikir önderleri, dijital sağlık teknolojilerinin hastalıkların teşhis ve tedavilerini kolaylaştıracağını, hastanelerdeki hasta yoğunluğunu azaltacağını ifade ediyor. Ayrıca maliyet ve zamandan tasarruf sağlayan dijital sağlık teknolojileri sayesinde hasta bakımı ve tedavisinde de kalitenin artacağını öngörüyor. Kamuoyunun da yüzde 76’sı dijital sağlık teknolojileri sayesinde hastalıklara erken teşhis sağlanabileceği görüşünde.
Türkiye’de en çok kullanılan görüntüleme cihazları röntgen, ultrason ve MR…
Araştırma sonucunda çıkan kamuoyunun düşüncesine göre; Türkiye’de görüntüleme cihazları içerisinde en çok, yüzde 51 ile röntgen, yüzde 35 ile MR ve yüzde 26 ile ultrason kullanılıyor. Diğer yandan kamuoyunun yüzde 78’i MR cihazının, yüzde 65’i ise ultrasonun radyasyon içerdiğini düşünüyor. Bilinenin aksine MR ve ultrason radyasyon içermiyor. Meme kanserinden korunma yöntemleri konusunda kadınların daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini ortaya koyan araştırmaya göre kadınların yüzde 58’i elle muayene yöntemini uygulamıyor, yüzde 78’i ise mamografi çektirmiyor ve doktor kontrolüne gitmiyor. Bu konuda fikir önderlerinin yorumu ise koruyucu sağlık konusunda daha fazla bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç olduğu yönünde.
Evde Bakım Kültürü Oluşturulmalı
Ayrıca dijital sağlık teknolojilerinin evde bakım hizmetlerine de yarar sağlayacağı düşünülürken, kamuoyunun yüzde 81’i ev tipi cihazların hastaya bakan kişinin hayatını kolaylaştırdığını düşünüyor. Fikir önderleri kronik rahatsızlığı olan ya da hastalıktan sonraki iyileşme evresinde olan hastalar için evde bakımın olumlu katkılarını belirtirken, bunun genel sağlık maliyetlerini düşürmeye yardımcı olduğunu ve evde bakım kültürünün geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.