Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana SayfaSAĞLIK SEKTÖRÜİlaç EndüstrisiRoche, Bilim ve İnovasyonu Temel Alan Çalışmalarına 120 Yılı Aşkın Süredir Devam...

Roche, Bilim ve İnovasyonu Temel Alan Çalışmalarına 120 Yılı Aşkın Süredir Devam Ediyor.

Tarih:

İlginizi Çekebilir

Mpox Dünya Genelinde Yeniden Tırmanışta: Uzmanlar Küresel Salgına Karşı Uyarıyor!

Dünya genelinde yeniden artış gösteren Mpox (eski adıyla Maymun...

Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun!

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını coşku ve gurur içinde...

Depremzede Çocuklar İçin ‘Aşı’ Uyarısı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi...

Abdi İbrahim’e 5 Kategoride Ar-Ge ödülü

Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lider ismi Abdi...
- Advertisement -

Türkiye’deki yolculuğumuza 1958 yılında başladık ve 60 yıldır hastalara, hasta yakınlarına ve sağlık çalışanlarına dünya ile aynı anda yenilikçi çözümler sunmak için çalışıyoruz.

Öncelikle bize kendinizden ve profesyonel iş geçmişinizden bahseder misiniz?

Ben Mine Sadıç. Roche İlaç Türkiye’nin İnsan Kaynakları ve İletişim Direktörlüğünü yürütüyorum. 27 yılı aşkın bir süredir iş dünyasının içindeyim ve profesyonel yaşamımın tamamını Roche ailesiyle beraber geçirdim. Sanıyorum bu açıdan Roche’un çalışan bağlılığına verdiği öneme örnek teşkil ettiğimi söylemek yanlış olmaz. Elbette iş sadakatine ilişkin yaklaşımım da bugün bulunduğum noktaya gelmemde belirleyici unsurlardan biri oldu. Avusturya Lisesi ve ardından Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra kariyerime 1991 yılında Roche’ta İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak başladım. Roche İlaç bünyesinde bugüne kadar Roche Gebze Üretim Tesisi İnsan Kaynakları Müdürlüğü, EEMEA Learning Academy’de Eğitim Geliştirme Müdürlüğü ve son olarak da 2016 yılında atandığım Yetenek Yönetimi Müdürlüğü gibi çeşitli sorumlulukları üstlendim. 2018 Ekim ayı itibarıyla atandığım İK Direktörlüğü pozisyonu, hemen ardından iletişim departmanımızın da dahil olmasıyla birlikte İK ve İletişim Direktörlüğü olarak genişledi.

Kurumsal iletişim nedir ve şirketler için neden önemlidir?

Kurumlar iç ve dış paydaşları ile sürekli bir iletişim halinde. Bu iletişimi dinamik tutmak için stratejik hedefler ve kurumsal değerler, Ar-Ge, ürün ve hizmetler, insanlar, sosyal ve kültürel faaliyetler bağlamında pek çok farklı hedef izleniyor. Tam da bu noktada devreye giren Kurumsal İletişim fonksiyonu, iç ve dış paydaşlarla ilgili tüm iletişim süreçlerinin yönetimini içermesiyle, şirketin tüm paydaşlarıyla uzun vadeli ilişkiler geliştirmesini destekleyici görev görüyor. Kurumsal kimliği ve marka imajını şekillendirmek, geliştirmek ve sürdürmek üzere çalışan birim, şirketlerin paydaşları ile iletişimi en etkili düzeyde tutmak için yaklaşımlar sunuyor. Kurumun itibarını yönetmede danışman olarak görev yapan kurumsal iletişim departmanları, yatırımcıların, çalışanların ve toplumun şirketi nasıl algıladığı konusunda kilit bir rol oynuyor.

Kurumsal iletişimin bir ürünü olan ‘kurumsal itibar’ nedir? Kurumsal itibar yönetimi noktasında neler yapmaktasınız?

İtibar sıklıkla imaj kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılıyor ama bunları ayrıştırmak gerektiğini düşünüyorum. Literatür genel olarak itibara ilişkin kabul edilmiş bir tanım üzerinde anlaşmaya varmış değil. Kurumsal itibar terimi ise basitçe, zaman içinde kuruma atfedilen finansal, sosyal ve çevresel etkilerin değerlendirilmesine dayanan kolektif kanıyı ifade ediyor. Kurumsal itibar, ürün ve hizmetlerin giderek daha fazla birbiriyle bağdaştığı günümüz dünyasında şirketlerin kendisini ayrıştırabilmesi için önemli bir özellik olarak görülebilir. Güçlü bir itibar, şirketlerin sadece motivasyonu yüksek çalışanlara sahip olmasına değil, yeni yetenekler kazanmalarına yardımcı olur, toplum nezdinde güven ve sosyal kabulü destekler. Biz Roche olarak, kurumsal itibarı güçlendirmek için mümkün olan her temas noktasında çalışanlarımızın, paydaşlarımızın ve halkın sesine kulak veriyor, beklenti ve ihtiyaçları anlıyor ve kurum kültürümüzle uyumlu cevaplar vererek sürdürülebilir stratejiler ortaya koyuyoruz.

Kurumsal iletişim departmanınız altında kaç kişilik bir ekip var ve kaç başlık altında iletişim çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz?

İletişim ekibimiz, farklı uzmanlık alanlarına sahip, daima ilhamın ve motivasyonun peşinde olan 5 kişiyi bir araya getiriyor. Bana ek olarak bir iletişim müdürü, bir iletişim uzmanı, bir iç iletişim uzmanı, bir grafik tasarımcı ve bir departman destek asistanından oluşan heterojen ve çeşitlilik kültürünü besleyen bir yapıya sahibiz. Roche’ta topluma yönelik tüm hastalık bilinçlendirme, hekimlere yönelik iletişim çalışmaları, kurumsal sosyal sorumluluk ve itibar çalışmaları, lider ve kriz iletişimi gibi konuları iletişim takımımızın sorumluluğunda yürütüyoruz. Yatırımlarımızı dijitale ve inovasyona yaptığımız son yıllarda, ekipteki tüm çalışanların dijitali iyi anlamasını, değişime ayak uydurabilmesini ve iletişim stratejierini dijitali de kapsayacak şekilde yapabilmelerini bekliyoruz. Uzmanlık alanlarımızın zenginliğinden güç alarak, medikal birimlerden satınalmaya, hukuktan pazarlamaya uzanan farklı departmanlarla yakın temas halinde çalışıyoruz. Ekip olarak son derece uyumlu olmamız da beraber geçirdiğimiz zamanı ve ortaya koyduğumuz işleri çok daha keyifli kılıyor.

Roche’un kurumsal yapısından ve faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

1896 yılında kurulan Roche, hastalıkları önlemenin, teşhis ve tedavi etmenin ve topluma sürdürülebilir bir katkıda bulunmanın daha iyi yollarını bulmak amacıyla bilim ve inovasyonu temel alan çalışmalarına 120 yılı aşkın süredir devam ediyor. Türkiye’deki yolculuğumuza ise 1958 yılında başladık ve 60 yıldır faaliyet gösterdiğimiz alanlarda sunduğumuz tedavilerle hastalara, hasta yakınlarına ve sağlık çalışanlarına dünya ile aynı anda yenilikçi çözümler sunmak için çalışıyoruz. Roche olarak, hastaların ihtiyaçlarına bugünden çözüm üretiyor, yaşamlarında değişim yaratma tutkumuz sayesinde, cesaretle karar alıyor ve kararlarımızı hayata geçiriyoruz.

Roche’un Türkiye´de faal olduğu bir sosyal sorumluluk projesi var mı?

Son zamanlarda özellikle toplum sağlığı için önem taşıyan alanlarda hasta derneklerinin
çalışmalarına destek veriyoruz. Meme kanserinde erken teşhiste elle muayenenin önemini vurgulamak için hayata geçirdiğimiz Kristal Elma ödüllü Mammoquinlerimizi, yani meme bölgesinde temsili kitleler bulunan mankenlerimizi daha fazla kişiye ulaştırmak için Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Dairesi Başkanlığı ile işbirliği içinde çalışmalarımız devam ediyor. Dünya çapında önemi giderek artan akciğer kanserine dikkat çekmek için de Kasım ayında “Bak Ciğerim, Akciğerim” sloganıyla bir farkındalık kampanyası hazırladık. Ünlü oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan’ın akciğer kanserine neden olan faktörler ve alınabilecek önlemleri anlattığı ve dijital medya kanallarında yayınlanan filmimiz, PRİDA İletişim Ödülleri’nde “Konu ve Gündem Yönetimi Kategorisi”nde ödüle layık görüldü. Dünya çapında 15 yıldır düzenlenen yardım projemiz Children’s Walk’a (Roche Çocuklar için Yürüyor) 2010 yılında dahil olduk. Her yıl proje kapsamında çalışanlarımız ile yürüyor ve çocuk yardım kampanyalarına bağış topluyoruz. 2018’de Türkiye organizasyonu olarak bu sembolik yürüyüşe 9. kez ortak olduk ve çalışanlarımızın topladıkları bağışlar ve şirketimizin bu tutara denk gelen kurumsal katkısının yarısı, Malavi, Etiyopya ve Filipinler gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşayan çocuklara destek olmak amacıyla çeşitli projelere yönlendirilirken, diğer yarısı da Unicef Türkiye’nin “Tarım İşçisi Çocukları” projesine bağışlandı.

Sosyal medya ve halkla ilişkiler bağlantısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medya, dünya üzerindeki etkisi görmezden gelinemeyecek kadar baskın ve inanılmaz hızlı genişleyen bir alan. Günlük hayatımızı bütünüyle dönüştürmekle beraber sosyal medyanın halkla ilişkiler alanında yarattığı değişim de son derece önemli. Sosyal medya, toplumla marka arasındaki duvarları ortadan kaldırıyor ve onları birbirine yaklaştırıyor, gündemi yakalayıp buna göre bir aksiyon alma sürecini kısaltıyor ve pazarlama ile halkla ilişkiler arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Doğrudan sizinle etkileşime girmeye istekli olan çok büyük bir kitleyle hızla ve yakından temas edebilmek, halkla ilişkilerin rolünü bir adım ileri taşımak anlamına geliyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

İşimizin temelinde inovasyon var ancak inovasyonun tek başına yeterli olmadığına inanıyoruz. Toplum sağlığına anlamlı bir katkıda bulunabilmek için yarattığınız inovasyonun ihtiyacı olan tüm hastalara ulaşması gerekiyor ki burada da her bakımdan sürdürülebilir ve uzun vadeli düşünen bir organizasyonun önemi ortaya çıkıyor. Sürdürülebilirliği hem bir sorumluluk hem de büyümenin itici gücü olarak görüyoruz. Biliyoruz ki şirketimizi ileriye taşımamız ancak paydaşlarımız için güven duygusu ve sürdürülebilir değer yaratacak şekilde davranmamızla mümkün.

- Advertisement -

En Son İçerikler