Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), oruç tutan tiryakilere “iftar ve sahur arasında aşırı sigara tüketmek çok daha zararlı” uyarısında bulunurken, Ramazan ayının bu bağımlılıktan kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirilmesi tavsiyesinde bulundu.
Sigara bağımlılığı, Türkiye’de önemli bir halk sağlığı sorunu olmayı sürdürüyor. Verilere göre ülkemizde yaklaşık 17 milyon sigara bağımlısı bulunuyor. Sigara kullanan kişilerin yüzde 70’inin sigarayı bırakmak istediğini hatırlatan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), Ramazan ayının bu isteği gerçekleştirmenin “tam zamanı” olduğunu vurguladı.
TÜSAD Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Şule Akçay, “Ramazan ayında günün büyük bir bölümünü yeme-içme eyleminden uzak geçiren sigara bağımlıları için önemli bir fırsat doğuyor” diyerek, şu bilgileri paylaştı: “Bağımlılıktan sorumlu olan nikotin maddesinin kandaki seviyesinde oluşan düşme, sigara yakma dürtüsü yaratıyor. Ramazan ayında bu dürtü beynin geçici de olsa, ağızdan alımı yasaklayan kodlanması ile dakikalar içinde kolayca durdurulabilir. Nikotin yoksunluğuna bağlı şikayetler ilk günlerde yoğun olsa da genellikle iki hafta içinde fiziksel nikotin bağımlılığı azalır. Fiziksel bağımlılık nedeniyle ortaya çıkan sinirlilik, huzursuzluk, konsantrasyonda azalma, iştah artışı, kilo alma ve kabızlık gibi nikotin yoksunluğu şikayetleri, Ramazan ayı boyunca çok daha az hissedilebilir.
İFTAR SONRASINA DİKKAT
İftardan hemen sonra peşpeşe sigara içilmesinin, zararlı etkileri daha fazla ortaya çıkacağına dikkat çeken Prof. Dr. Akçay, “İftar ile sahur arasındaki kısa sürede, bir tam günde içilen sigara miktarı tüketilirse zehirli etkiler katlanarak artar” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Akçay’ın sigarayı bırakmak isteyenlere tavsiyeleri ise şöyle oldu: “Öncelikle yiyecek ve içeceklerin lezzetinin daha iyi alınması için sigaranın kötü tadı ile ağız tadının bozulmamasını öneriyoruz. İftar sonrası diş fırçalamak sigara içme isteğini söndürülebilir. Sigarasız ortamlarda bulunmak, iftarın ardından bol su içmek, meyve dilimleri, kuruyemiş gibi sağlıklı atıştırmalıklar tüketmek sigara bırakma isteğini perçinleyebilir. Ayrıca Ramazan ayının bahar-yaz mevsimine rastlaması, iftar sonrası bol yürüyüş yapma şansı da veriyor. Bunların yanı bu yıl 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü de, Ramazan ayına denk geliyor, bu da bir fırsata dönüştürülebilir.”
BIRAKMANIN İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ
Sigaranın sağlığa zararlarının yanı sıra bırakmanın iyileştirici etkilerinin de bilinmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akçay, bunları “Bırakmayı takiben ilk saatlerde/günlerde kan basıncı, nabız, nefes alıp verme düzene giriyor. Birinci yılda kalp krizi riski, 5’inci yılda kanser riski yarıya iniyor. 10’uncu yılın sonunda ise hastalık riskleri hiç sigara içmemiş kişilerle eşit seviyeye ulaşıyor” şeklinde özetledi. “Sigara bırakmada amaç; geçici süre değil, hayat boyu sigara içilmemesidir” diyen Prof. Dr. Akçay, “Bu nedenle sigara bağımlısının izlemi bir yıla tamamlanmalı. Çünkü ilk bir yıl içmemeyi başaran bağımlı, sonraki yıllarda da yüzde 95 olasılıkla içmemeyi sürdürecektir” dedi.
Bu arada sigara bırakma konusunda profesyonel destek almadan yapılan bırakma girişimlerinin maalesef yüzde 80’inin başarısız olduğu, ancak profesyonel destek ile başarı oranının artırılabildiği hatırlatması da yapan Prof. Dr. Akçay, önerilerini şöyle tamamladı: “Ülkemizde 500’ü aşkın sigara bırakma polikliniği bulunuyor. Bu polikliniklerde tütün kontrolü eğitimlerini tamamlayarak, Sağlık Bakanlığı’ndan sertifika almış hekimler hizmet veriyor. Tüm il ve bazı ilçe merkezlerinde sigara bırakma poliklinikleri mevcut. Tedavi olmak isteyen herkes 171 Sigara Bırakma Hattı ve Sağlık Bakanlığı’nın resmi web sitesinden, bulundukları yere en yakın polikliniğinin adresini öğrenebilir ve bu merkezlere başvurarak destek alabilir.”