Her hastaya aynı tedavi yöntemini uygulamıyoruz. Hastanın tümörünün biyolojik ve moleküler özelliklerine göre tedaviyi planlıyoruz. Bu tedavi kemoterapi, biyolojik ajanlar ve immünoterapi olabiliyor. Kimi zaman bunların kombinasyonu bile olabiliyor.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. İç hastalıkları ihtisasımı İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladım. Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yan dalımı yaptım. Sakarya’da mecburi hizmetimi gerçekleştirdikten sonra yardımcı doçentlik döneminde iki yıl Yeditepe Üniversitesi’nde çalıştım. Eylül 2016’dan itibaren de Acıbadem Üniversitesi’nde doçent olarak çalışıyorum.
Kemoterapi hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kemoterapi hücreleri hedef alan bir tedavi yöntemidir. Yeni modelitelerden farkı da budur. Özellikle hızlı çoğalan hücreler üzerinde etkilidir. Hücrenin büyüme ve çoğalma aşamasında GS, S1, S2 gibi fazları vardır. Kemoterapi cinsine göre bu fazların herhangi birine etki eder. Kanser hücreleri hızlı çoğalan hücrelerdir. Bu bağlamda kemoterapi, kanser hücreleri gibi hızlı çoğalan hücreleri etkilerken aynı zamanda vücudun her tarafını birden
hedef aldığı için vücutta hızlı çoğalan hücreleri de etkiler. Kemoterapinin yan etkileri bu şekilde oluşur. Vücutta hızlı çoğalan hücreler; kan hücreleri, mukoza hücreleri, ağızdan makata kadar tüm sindirim sitemi, solunum yolu hücreleri, saç, deri ve tırnaktır.
Kemoterapi kim tarafından uygulanır?
Kemoterapi, medikal onkolog tarafından planlanır ve uygulanır. Kanserin cinsine ve evresine göre tedavi planlanır. Hastanın genel durumuna göre de toz ayarlaması yapılır. Planlama multidisipliner olmalıdır. Tedavinin hangi aşamasında kemoterapi uygulanacağına bir ekip karar vermelidir. Bu ekip medikal onkolog, cerrah, radyasyon onkoloğu, radyolog ve nükleer tıpçıdan oluşur. Bazı tümör tiplerinde özellikle rektum ve memede, önceden kemoterapi verip sonradan cerrahi uygulama yapmak ve gerekirse geri kalan tedaviyi tamamlamak hedeflenir. Ekip buna birlikte karar verir.
Kemoterapinin amacı ve uygulanma şekilleri nelerdir ?
Kemoterapi, kanserin tipine ve evresine göre kanseri tedavi etmek, yayılımını önlemek, tümörün büyümesini yavaşlatmak ve vücudun farklı bölgelerine yayılmış kanser hücrelerini yok etmek amacıyla uygulanır.
Kemoterapi büyük oranda damar yoluyla verilir. Fakat ağızdan verilen ve lokal uygulanan kemoterapi şekilleri de vardır. Hedefe yönelik tedaviler dediğimiz akıllı ilaçların çoğu hastaya ağızdan verilir.
Tedavi sırasında ve sonrasında ne gibi yan etkiler oluşur?
Kemoterapi ana harekat planına göre hızlı çoğalan hücreleri etki eder. Vücutta hızlı çoğalan hücrelere de etki ettiği için çeşitli yan etkiler oluşur. Örneğin; kemoterapi, kan hücrelerini baskılar. Baskıladığı için de anemiye, enfeksiyonlara meyile ya da kanamalara neden olabilir. Aynı şekilde kemoterapi, vücut içerisindeki boşluklu organların yüzeyini kaplayan mukoza hücrelerini de etkileyebilir. Buna bağlı bulantı, kusma, ishal gibi şikayetler oluşur. Ağız içi aft yarası, tırnaklarda renk değişiklikleri, çatlamalar, kırılmalar ve saç dökülmeleri ise kemoterapinin diğer yan etkileridir.
Bu tür yan etkilerle mücadele etmek için kemoterapi verirken ve sonrasında bir takım önlemler alıyoruz. Hastada bulantı sorunu olmasın diye kemoterapiye başlamadan önce bulantı giderici ilaçlar ya da mide koruyucular kullanıyoruz.
Yan etkileri önlemede en önemli faktör; sıvı replasmanı. Eğer hasta suyu yeteri kadar içiyorsa yan etkilere daha az maruz kalıyor. Kemoterapi sonrası hastanın evde bakımı da aynı oranda önemli bir detay. Bir hastaya kemoterapi veriliyorsa yan etki yönetimini de yapmak gerekiyor. Evde bakım ekipleri de artık tedaviye çok katkıda bulunuyor.
Kanser hastalarının beslenme şekli nasıl olmalıdır?
Bir takım kürlerin tüketilmesini asla tavsiye etmiyoruz. Klinik çalışmaların ışığında; zencefil, zerdeçal ve alkali diyet kürlerinin işe yaramadığını da net bir şekilde söyleyebiliyoruz. Hastalara Türk mutfağında olan yemekleri yemelerini öneriyoruz.
Doğal gıdalardan ise sadece greyfurt ve narı yasaklıyoruz. Greyfurt ve nar verdiğimiz kemoterapi ilaçlarıyla etkileşebiliyor. Bazılarının atılımını arttırıyor ve ilacın etkisi azalıyorlar. Bazılarında ise atılımı azaltıp, yan etkiyi arttırıyorlar.
Rafine şekerlerin tüketilmesini tavsiye etmiyoruz. Ama medyada bahsedildiği kadar şekere karşı bir korkumuz yok. Normal tozlarda tüketildiği taktirde hasta şeker ve tatlı yiyebilir.
Yeni nesil tedavi yöntemleri, kemoterapiye başvurma sıklığını azaltır mı?
Büyük oranda azaltır. Ama kemoterapiden vazgeçemediğimiz dönemler de oluyor. Tümörün özelliğine bakıyoruz. Eğer tümörün özelliği herhangi bir hedefi göstermiyorsa ve immünoterapiyi de hedeflemiyorsa mecburen kemoterapi uygulanıyoruz. Bu noktada zamana ihtiyacımız var ama bireyselleştirilmiş tedavide çok ileri düzeydeyiz. Kanser eşittir ölüm düşüncesi geçmişte kaldı. Yaşam süreleri çok uzadı. Her hastaya aynı tedavi yöntemini uygulamıyoruz. Hastanın tümörünün biyolojik ve moleküler özelliklerine göre tedaviyi planlıyoruz. Bu tedavi kemoterapi, biyolojik ajanlar ve immünoterapi olabiliyor. Kimi zaman bunların kombinasyonu bile olabiliyor.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Bizim ilerlemiş hastalıkta en önemli başarımız hastaların bulantısının olmaması ve ağrı çekmemesi. Hastalar ilaca erken başlamamak adına ağrıya dayanmaya çalışıyor. Halbuki bizim ağrıların giderilmesi noktasında çok fazla seçeneğimiz var. O yüzden hastaya ağrı kesiciyi belli bir düzeyde başladığımız zaman ona daha konforlu bir hayat sunuyoruz.