Cumartesi, Aralık 21, 2024
Ana SayfaSAĞLIK DOSYASIDiyabetTEMD Çalışması Sayesinde Ülkemizin İlk Kez Bir Diyabet Kohortu Ortaya Çıkmış Olacak!

TEMD Çalışması Sayesinde Ülkemizin İlk Kez Bir Diyabet Kohortu Ortaya Çıkmış Olacak!

Tarih:

İlginizi Çekebilir

AstraZeneca Türkiye Akciğer Sağlığı İnisiyatifi’ni hayata geçirdi

Akciğer kanseri farkındalığı için Türk Tıbbı Onkoloji Derneği iş...

Mpox Dünya Genelinde Yeniden Tırmanışta: Uzmanlar Küresel Salgına Karşı Uyarıyor!

Dünya genelinde yeniden artış gösteren Mpox (eski adıyla Maymun...

Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun!

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını coşku ve gurur içinde...

Depremzede Çocuklar İçin ‘Aşı’ Uyarısı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi...
- Advertisement -

Şeker hastalığının tedavisi, o hastanın kan basıncını, lipid düzeylerini tedavi ederseniz, şişman bir hastaysa zayıflatırsanız, sigara içiyorsa bıraktırırsanız işe yarıyor. Dolayısıyla bu çoklu kontrolü sağlamak lazım. Yaşadığımız ülkenin böyle bir verisi yok. Türkiye’de şeker hastalarının çoklu kontrol düzeyleri nedir, bilmiyoruz. İşte bunu bilmediğimiz için biz hep kongrelerde, panellerde ABD’nin, İsveç’in, Almanya’nın verileri ile konuşuyoruz. Kendi ülkemizin değerleri nedir? TEMD çalışması (Türkiye’de Erişkin Diyabet Hastalarında Glisemik ve Diğer Metabolik Parametrelerin Regülasyon Durumunun Araştırılması) bu yüzden tasarlandı.”

TEMD çalışması hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz? Bu çalışmanın ortaya çıkma sebebi nedir? TEMD çalışması ile birlikte hangi sorulara cevap aradınız?
Bütün dünyada son 10 yılda yapılan çalışmalar ortaya koydu ki, diyabette kan şekerini düşürerek sadece A1c’yi azaltmış oluyorsunuz. Yani üç aylık şekerin ortalama değeri hemoglobin A1c şeker hastalığının bir kontrol göstergesi. Onu ne kadar düşürebilirsek, o kadar iyi şeker değeri sağlarız. Ama yapılan hiçbir çalışma şunu gösteremedi. Sadece hemoglobin A1c’yi düşürmek sonuçta hastanın ömrünü uzatmadı, yaşam kalitesini etkilemedi, kalp hastalıklarına bağlı olay ve ölümleri engellemedi. Şeker hastalığı esasen kalp krizine, inmeye, damar tıkanıklığına neden olduğu için tedavi ettiğimiz bir hastalık. Kan şekeri yüksek, onu düşürelim dememizin sebebi bu. Bu anlaşıldıktan sonra biz başka ne yaparız da bir şeker hastasında kalbe, böbreğe, damar hastalığına bağlı ölümleri önleriz diye düşünüldüğü zaman şu anlaşıldı. Şeker hastalığının tedavisi; o hastanın kan basıncını, lipid düzeylerini tedavi ederseniz, şişman bir hastayı zayıflatırsanız, sigara içiyorsa bıraktırırsanız işe yarıyor. Dolayısıyla bu çoklu kontrolü sağlamak lazım. Yaşadığımız ülkenin böyle bir verisi yok. Türkiye’de şeker hastalarının çoklu kontrol düzeyleri nedir, bilmiyoruz. İşte bunu bilmediğimiz için biz hep kongrelerde, panellerde ABD’nin, İsveç’in, Almanya’nın verileri ile konuşuyoruz. Kendi ülkemizin değerleri nedir? TEMD çalışması (Türkiye’de Erişkin Diyabet Hastalarında Glisemik ve Diğer Metabolik Parametrelerin Regülasyon Durumunun Araştırılması) bu yüzden tasarlandı.

TEMD çalışmasının kapsamını öğrenebilir miyiz?
Türkiye’nin genelini temsil eden 68 merkezde, 7 bölgenin 37 şehrinde yapıldı. 5.240 hasta kaydedildi. Bunların %10’u TIP-1 Diyabetli %90’ı ise TIP-2 Diyabetli. TEMD çalışması bu vakaları değerlendirdi. İlk olarak “Durum nedir?” dedik. Ardından “Bu durumu belirleyen faktörler nedir? Benim ülkemdeki şeker kontrolünü ya da bu üçlü kontrolü belirleyen etmenler nedir? Eğitim düzeyi mi? Merkezlerin yapıları mı? Özel merkezler mi devlet kuruluşları mı daha iyi hizmet veriyor? Cinsiyet, gelir durumu önemli mi?” gibi soruları sorduğumuz bir çalışma oldu. TEMD sonuçları önce Dünya Diya
bet Federasyonu Kongresi’nde bildiri olarak sunuldu. Avrupa Ateroskleroz Kongresi’nde, Avrupa Obezite Kongresi’nde ve Amerikan Diyabet Kongresi’nde farklı yönleriyle sunulacak. TEMD sonuçları bütün bileşenleriyle de Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin ulusal kongresinde de bir panelde ilk kez paylaşılmış olacak.

TEMD çalışmasının sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece Diyabet olarak konuşursak, bu ülkedeki TIP-1 Diyabet hastalarının sadece %15’i kontrol altında. TIP-2 Diyabet hastalarının ise %40’ının A1c’si 7’nin altında gibi gözüküyor. LDN kolesterol yani Lipid belirtici olarak bakarsak, Türkiye’de TIP-1 ve TIP-2 diyabet hastalarının 3’te 1’inden azı kontrol altında. Hipertansiyon üzerinde bakarsak, TIP-1 ve TIP-2 hipertansiyon kontrolü TIP-1’de daha iyi çünkü onlarda hipertansiyon daha az eşlik ediyor. TIP-1 Diyabetliler daha genç hastalar. Üçünün birden kontrolü diye bakarsak, yani hem kan basıncı hem kan şekeri hem de kan yağları kontrol altında kaç kişi var diye sorarsak; TIP-1 Diyabetlilerin sadece %5’i, TIP-2 Diyabetlilerin de sadece %10’u kontrol altında. Bu çok dramatik bir durum.

Durumun dramatik olduğunu söylüyorsunuz. Bütün bu sorunları çözüme ulaştırmak adına neler yapılabilir?
Bilimsel düşünce şunu gerektirir; önce doğru tespitler yapmak lazım. Sorunun ne olduğunu anlayacaksın. Biz şimdi sorunun ne olduğunu anladık. Sorunun kaynaklarını anlamaya çalıştık. Bu çalışma bize gösterdi ki, eğitim düzeyi düştükçe gliserin kontrolü bozuluyor. Özel merkezlerde insanlar daha iyi tedavi ediliyor. İşin ekonomik kısmı da önemli. Egzersiz yapmak çok önemli. Dolayısıyla biz şimdi bu tespitleri hayata geçirmeye çalışmalıyız. Hem devlete, hem derneklere, hem de Sağlık Bakanlığı’na düşen görevler var. Bu çalışma bundan sonraki aksiyonlar, eylem planları için yön gösterici olacak. TEMD, kesitsel bir çalışma. TEMD hastalarını önümüzdeki yıllarda takip etmeyi planlıyoruz. 1, 2, 5 yıl sonra bu hastalar ne olacak? Buna bakacağız. Böylece TEMD çalışması sayesinde bu ülkenin ilk kez bir diyabet kohortu da ortaya çıkmış olacak. Şimdi bunun çabası içerisindeyiz.

- Advertisement -

En Son İçerikler